İstanbul İhracatçı Birlikleri’nin her yıl düzenlediği ‘Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni’ dün gece gerçekleştirildi. 300’ü aşkın ihracatçının katıldığı gecede İİB’e bağlı 7 birlik ve 15 alt sektörden 90 firmaya ödülleri verildi.
İstanbul İhracatçıları Birliği (İİB), her yıl düzenlediği Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni’ni dün gece gerçekleştirdi. 2009 yılının başarılı ihracatçılarını belirleyen İİB’nin ödül törenine Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, İİB Koordinatör Başkanı Zekeriya Mete, 7 birlik başkanı ve İİB’e bağlı 300’ü aşkın ihracatçı katıldı. Bünyesinde Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Gemi ve Yat ihracatçıları Birliği, Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği, Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olmak üzere 7 birlik bulunan İİB’e bağlı 15 alt sektördeki 90 firmaya ödülleri iki bakan tarafından verildi. Gecede ayrıca yazılı ve görsel basında çalışan 17 ekonomi muhabirine yazdıkları haberler ile ihracata yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür plaketi sunuldu.
İİB Başkanı Zekeriya Mete, “7 birliğimizin toplam ihracatı 2008’de 5 milyar dolar iken 2009’da yüzde 16 azalarak 4,2 milyar dolara düştü. Türkiye’nin genel ihracatındaki azalışın yüzde 23, dünya ticaretindeki azalışın ise yüzde 27 olduğunu göz önünde bulundurursak, İİB olarak başarılı bir performans sergilediğimizi görebiliriz” dedi.
“Türkiye devler liginde kalmayı başardı”
Gecede konuşan Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Küresel krizin en yoğun yaşandığı 2009 yılında ihracat yapmak daha zordu. Geçen yıl Türkiye`nin ihracatının 100 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Böylelikle Türkiye 100 milyar doların üzerinde ihracat yapan 32 ülkeden biri oldu ve bu sayede de devler liginde kalmayı başardı” dedi.
Dünya mal ticaretinin kriz öncesi döneme göre daraldığına da dikkat çeken Çağlayan, yapılan istatistiklerin dünya mal ticaretinin kriz öncesi dönemlere dönmesinin 2011 yılı sonundan önce zor olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Bakan Çağlayan, “Çin dünyada ihracat şampiyonu. Öte yandan Çin dünyanın 3. büyük ithalatçısı. Ve 2009 yılında 1 trilyon dolar ithalat gerçekleştirdi. Türkiye`den yaptığı ithalat ise 1,7 milyar dolar. Bu rakam da Türkiye`nin Çin`in ithalatından yeterli payı alamadığı ortaya çıkıyor” diye konuştu.
“Tarım ve gıdada 177 ülkeye ulaştık”
Ödül töreninde konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanı casino games da olumsuz anlamda nasibini aldı. Bankalar dağıttıkları kredileri geri çağırdı, limitlerini daralttı, teminatları yükseltti, ihracat pazarlarımız daraldı, stoklarımız depolarda çakılı kaldı. Çok sayıda ihracatçımız yaptıkları ihracattan doğan alacaklarını tahsil etmekte büyük sorunlar yaşadı. Kriz dönemlerinde bile, bırakın işçi çıkarmayı, istihdam yaratmaya devam eden tarım ve tarıma dayalı sanayi sektörlerin temsilcileri olarak gururluyuz” dedi.
“Önümüzü net görmeliyiz”
“Sektörlerimiz adına daha sağlıklı kararlar verebilmemiz ve önümüzü daha net görebilmemiz için orta ve uzun vadeli projeksiyonlar yapmamız artık bir mecburiyet” diyen Zekeriya Mete, “Bizler üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmak üzere önümüze çok yüksek hedefler koyduk. Bu hedeflere ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ancak daha ileri noktalara gitme yolunda çeşitli sorunlarımız var. Ülkemizde hem sanayinin hem de tarıma dayalı sanayinin sorunlarından biri hammadde temininde yaşanan güçlüklerdir. Dünyada hammaddenin bol ve ucuz olduğu dönemlerde bile, ihracatçılar olarak uygun fiyat ve koşullarda hammadde tedarik edemiyoruz. Milletlerarası ticarette söz sahibi olan hiçbir ülkede, piyasalarda yeterli hammadde mevcut iken bu tarzda bir sorun yaşanmıyor” diye konuştu.
Zekeriya Mete, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sektörlerimizden örnek vermek gerekirse, şekerli ve kakaolu mamuller üretip ihraç eden firmalarımız, şekeri uluslararası piyasalardaki fiyat ve koşullardan temin edemiyor, Şeker Kurumu’nun tayin ettiği şeker fabrikalarından daha pahalı ve ilkel koşullarla almak zorunda bırakılıyor. Un ve unlu mamul üretenler firmalarımız buğdayı ve mısırı uluslararası piyasalardan değil, iç piyasadan almak zorunda. Ağaç ve ormana dayalı sanayimiz ise temel hammaddesi olan odunu dünyadaki istediği kaynaktan alamıyor. Maalesef bu konuda da pek çok engel ve sınırlama mevcut. Uluslararası konjonktürün dezavantajlarını bir kenara bırakırsak, gemi ve yat sanayimizin temel sorunu da hammadde temini ve finansmanla ilgilidir. Bu sanayimiz eskiden yatırım teşvik belgesi kapsamında üretim ve ihracat yapıyordu. Ancak yeni yatırım kararnamesi ile bu hakları ellerinden alındı. Dahilde işleme rejimi ise gemi ve yat sanayinin bünyesine pek uygun değil. Bu yüzden hammadde ve finansman sorununu ağır bir biçimde yaşıyorlar.”
Türkiye’nin en stratejik ürünlerinin ihracatını kayıt altına alan İstanbul İhracatçı Birlikleri’nin, 2005 yılında beri devam ettiği ve başarılı ihracatçıları ödüllendirdiği organizasyonunda gıda sektöründen ambalaj ve mobilya sektörüne pek çok tanınmış marka ve ihracatçı firma ödül ve sertifikalarını aldı.